SIKÇA SORULAN SORULAR

Modern yaşam koşullarının getirdiği stres, sigara ve alkol gibi faktörlerin etkisiyle vücudumuzda artan serbest oksijen radikallerinin hücre yapımızı bozarak hastalık oluşturma halidir. Bu durum, vücudun oksijen tüketimi sırasında oluşan ve "serbest radikaller" olarak adlandırılan zararlı moleküllerin, vücudun bunları ortadan kaldırma yeteneğinin ötesine geçtiği zaman ortaya çıkar. Serbest radikaller, DNA'ya, proteinlere ve lipitlere zarar vererek hücrelerin normal işlevini bozabilirler. Oksidatif stres, vücudumuzdaki hücrelerin işleyişini bozan bir durumdur. Normal koşullar altında, vücudumuzdaki antioksidanlar, serbest radikalleri dengeleyerek bu zararı önlerler. Ancak günümüz yaşam koşulları altında (yetersiz beslenme, sigara kullanımı, alkol tüketimi, çevresel kirlilik ve kronik stres gibi nedenlerle) serbest radikallerin sayısı artar ve antioksidanların bu artışı dengelemesi zorlaşır. İşte bu noktada, oksidatif stres meydana gelir. Oksidatif stres uzun vadede çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Gün içindeki halsizlik, yorgunluk, tükenmişlik hissi, odaklanma ve hafıza problemleri artmış oksidatif stresin bir belirtisidir. Oksidatif stres akademik başarıyı ve iş hayatını olumsuz etkiler, iş gücü kayıplarına neden olur. Kalp hastalığı, kanser, artrit, inme, solunum hastalıkları, bağışıklık yetmezliği, yaşlanma ve hatta bazı sinir sistemi hastalıklarının (Beyin sisi, Alzheimer ve Parkinson gibi) gelişiminde önemli rol oynar. Oksidatif stresi önlemek için, dengeli ve sağlıklı bir diyet uygulamak, fiziksel aktivite yapmak, sigara ve aşırı alkol tüketiminden kaçınmak ve stresi yönetmek genellikle önerilir. Bu yaşam tarzı değişiklikleri, vücudun antioksidan kapasitesini artırabilir ve serbest radikallerin olumsuz etkilerini azaltabilir, ancak yeterli olmaz. Yeterli miktarda antioksidanı dışarıdan takviye şeklinde alınmasını da mutlaka gerekmektedir.

Modern yaşamın getirdiği stres, yetersiz beslenme ve diğer risklerle başa çıkmak için hemen hemen herkesin antioksidan takviyeye ihtiyacı vardır; sağlığınızı korumak için bu desteklerden yararlanın! Antioksidan takviyeleri, her birey için yararlı olabilir, ancak bu, kişinin yaşam tarzına, diyetine ve genel sağlık durumuna bağlıdır. Modern yaşam tarzı, şehir hayatı ve yoğun iş stresi nedeniyle vücudumuz baş edebileceğinden çok daha yoğun bir oksidatif strese maruz kalmaktadır. Bunun yanında gıdalar ve yaşam biçimi değişiklikleri de bu yoğunlukta bir oksidatif stres ile mücadele etmekte yetersiz kalmaktadır. Tüm bu nedenlerden dolayı, bazı istisnai durumlar haricinde antioksidan gıda takviyeleri kullanılmalıdır. Özellikle aşağıdaki durumlarda, antioksidan takviye kullanılması çok önemlidir: Yetersiz Beslenme: Düşük meyve, sebze ve tam tahıl içeriği olan diyetler, antioksidan alımını sınırlar. Bu durumda, takviyeler yeterli antioksidan alımını sağlamaya yardımcı olur. Yaşlılık: Yaşlandıkça, vücudun serbest radikalleri doğal olarak ortadan kaldırma yeteneği azalır. Ayrıca, yaşlılar genellikle daha az yemek yiyebilirler veya besin emilimleri bozulabilir, bu da antioksidan alımını azaltabilir. Bu yaş grubunun antioksidan ihtiyacı fazladır. Belirli Sağlık Sorunları: Bazı hastalıklar, özellikle kronik ve inflamatuar hastalıklar, oksidatif stresi artırabilir ve antioksidan ihtiyacını yükseltebilir. Aşırı Stres veya Yoğun Fiziksel Aktivite: Yoğun egzersiz, özellikle de dayanıklılık sporları, vücutta serbest radikallerin artmasına neden olabilir. Ayrıca, aşırı psikolojik stres de vücudun antioksidan dengesini bozabilir. Sigara ve Alkol Kullanımı: Hem sigara hem de aşırı alkol tüketimi, vücutta serbest radikallerin seviyesini artırabilir. Bu nedenle, bu alışkanlıkları olan kişilerde antioksidan takviyeleri yararlı olabilir. Beyin sisi ve aşırı yorgunluk: Özellikle gün içinde halsizlik, yorgunluk ve odaklanma problemleri yaşayanlar; unutkanlıktan yakınanlar, uykusuzluk çekenler; saç dökülmesi ve cilt problemleri olanlar, sık hastalananların antioksidan kullanması önemlidir.

Antioksidanları tekil almaktan ziyade, birbirlerinin etkisini arttıran kombinasyonlar halinde kullanılması vücudunuzun göreceği faydayı daha çok artırmaya destekler. DROXID markası dünyada İLK ve TEK olan kombinasyonlarıyla sağlığımıza katkı sağlar. DROXID’ın yenilikçi antioksidan formülleri, Droxid - AO ve Droxid - LIFE, sağlığınızı ve yaşam kalitenizi ön planda tutan bir vizyonla özenle tasarlanmıştır. Bu devrim niteliğindeki formüller, oksidatif stresle savaşarak vücudunuzun enerjisini ve dayanıklılığını artırmak için ideal bir kombinasyon oluşturur. Droxid - AO, güçlü antioksidanlar 'L-Sistein' ve 'Alfa-Lipoik asit' bileşenlerinin etkileyici bir birleşimidir. Glutatyonun ana bileşeni olan L-Sistein ve antioksidan üretimini hızlandıran Alfa-Lipoik asit, oksidatif stresin köküne inerek sağlık problemlerinin oluşumunu engeller. Her sabah, bu bilimsel olarak kanıtlanmış formülün tüm faydalarını aktive etmek için aç karnına bir tablet Droxid - AO öneriyoruz. Droxid - LIFE formülü, oksidatif stresle etkin bir şekilde mücadele etmek üzere tasarlanmış bir antioksidan kombinasyonudur. 'Alfa Tokoferol, Gamma Tokoferol, Koenzim Q10, Selenyum ve Molibden' molekülleri, vücudunuza durmak bilmez oksidatif saldırılara karşı ek bir savunma hattı sunar. Her gün, bu güçlü formülün etkisini maksimize etmek için kahvaltı ile birlikte bir tablet Droxid - LIFE almayı öneririz. Droxid - AO ve Droxid - LIFE’ın birlikte kullanımı ile oksidatif stresin etkilerini etkin bir şekilde azaltan güçlü bir takım oluşturur. Ancak bizim vizyonumuz sadece oksidatif stresten koruma sağlamaktan öteye gider. Taahhüdümüz, sağlığınızı yönetmek için ihtiyaç duyduğunuz araçlarla sizi güçlendirmek, daha enerjik ve canlı hissetmenizi sağlamak ve dolu dolu bir yaşam sürdürmenizde size yardımcı olmak yer alır.

Droxid AO ve Droxid LIFE ile günlük enerjinizi artırın; Droxid M ile bu enerjiyi ağrısız bir yaşama dönüştürün. En iyi kombinasyonu bulmak için TEST’imizi çözün! Droxid AO ve Droxid LIFE, vücudumuzun günlük antioksidan ihtiyacını karşılamak üzere özel olarak formüle edilmişlerdir. Birlikte kullanıldıklarında, antioksidan etkinlikleri en üst seviyeye çıkar. Droxid M ve Droxid AO'nun eş zamanlı kullanımı, kronik ağrı durumlarında daha etkili bir çözüm sunar. Bu ikilinin birleşik gücü, ağrı yönetiminde etkileyici bir strateji oluşturur.

Tek bir antioksidan yeterli değil; Droxid'in birleşik gücüyle, antioksidanların takım halinde çalışmasını sağlayarak vücudunuzun karmaşık ihtiyaçlarına yanıt verin ve daha sağlıklı bir yaşamın kapılarını aralar! Çeşitli oksidan maddeler aynı anda vücudunuzda dolaşır ve tek bir antioksidan tek başına oksidatif stresi savuşturamaz. Antioksidanlar bir takım olarak çalışmalı, birbirlerinin etkilerini artırarak güçlü bir koruma sağlamalıdır. İşte bu yüzden formüllerimizde, en güçlü bilinen antioksidanları ideal dozlarda titizlikle birleştirdik, her ürünün vücudunuzun doğal süreçleriyle uyum içinde çalışmasını sağladık. Vücudun karmaşık ihtiyaçlarını anlıyoruz ve farkındayız. Bize daha iyi bir sağlık yolculuğunda katılın. Droxid - AO ve Droxid - LIFE’ı deneyin ve sağlıklı yaşam yolculuğunda sizin mükemmel ortaklarınız olmalarına izin verin. Bu ustaca tasarlanmış formüllerin etkileyici faydalarını deneyimleyin. Droxid ile daha sağlıklı ve canlı bir geleceği kucaklayın. Antioksidanların bu gücüne biz inanıyoruz ve Droxid ile siz de inanmaya başlayacaksınız.

Sadece 15 gün içinde Droxid AO ve Droxid LIFE'ın enerji veren etkisini hissedin; 4 haftada Droxid M ile ağrısız bir yaşama adım atın. En hızlı ve etkili sonuç için bu takviyeleri bir arada kullanın! Droxid AO ve Droxid LIFE'ın bir arada kullanımının etkinliği, başlangıçtan itibaren yaklaşık 15 gün içerisinde görülebilir. Ancak, bu formüllerin ideal performansını gözlemlemek için en az 2 ay boyunca düzenli kullanım önemlidir. Öte yandan, Droxid M'nin kronik ağrı durumlarına olan etkisi genellikle en erken 4 hafta içinde ortaya çıkar. Ancak, bu formülün Droxid AO ile birlikte kullanılması etkinliği ve hızı artıracaktır. Bu nedenle, iki ürünü birlikte kullanmak ağrı yönetiminde önemlidir.

Kan sulandırıcılar, hamilelik, emzirme ve kemoterapi döneminde antioksidan takviye kullanımı önerilmez. Coumadin (warfarin) tarzı kan sulandırıcı kullananlar. Hamilik ve Emzirme Dönemi: Hamilelik ve emzirme dönemlerinde, belirli antioksidan takviyelerinin güvenliğine dair kesin bilgiler bulunmamaktadır. Bu dönemlerde antioksidan takviye kullanmayı önermiyoruz. Aktif kemoterapi gören kanser hastaları: Yüksek doz antioksidanlar, kemoterapi ilaçlarının etkinliğini azaltır. Her bireyin sağlık durumu ve ihtiyaçları farklı olduğu için, takviye kullanmayı düşünüyorsanız, bu konuda profesyonel bir rehberlik almanız çok önemlidir.

Oksidatif stres, kalp ve beyin hastalıklarından, kronik yorgunluk ve dikkat eksikliğine kadar çok geniş bir yelpazedeki hastalıkların öncelikli nedenidir. Oksidatif stres, vücudun birçok farklı bölgesini ve sistemini etkiler ve birçok hastalığın gelişiminde en önemli etkenlerin başında gelir. Oksidatif stresle ilişkili olduğu bilinen bazı hastalıklar bulunmaktadır: Kalp Hastalıkları: Oksidatif stres, kolesterolün oksidasyonuna neden olabilir, bu da arterlerin sertleşmesine ve tıkanmasına yol açabilir. Bu durum, kalp krizi ve inme riskini artırır. Diyabet: Oksidatif stres, insülin direncine neden olabilir ve bu da tip 2 diyabet riskini artırabilir. Kanser: Serbest radikaller, hücrelerin DNA'sına zarar verebilir ve bu da anormal hücre büyümesine ve kansere yol açabilir. Sinir Sistemi Hastalıkları: Alzheimer hastalığı, Parkinson hastalığı, multiple skleroz (MS) ve amyotrofik lateral skleroz (ALS) gibi bazı nörolojik hastalıkların gelişiminde oksidatif stresin rol oynadığı düşünülmektedir. Eklem kireçlenmesi ve iltihabı: Oksidatif stresin, romatoid artrit ve osteoartrit gibi inflamatuvar eklem hastalıklarının gelişiminde önemli bir faktör olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır. Göz Hastalıkları: Oksidatif stres, yaşa bağlı maküler dejenerasyon (AMD) ve katarakt gibi bazı göz hastalıklarının gelişiminde rol oynayabilir. Yaşlanma: Serbest radikallerin vücutta birikmesi, genel yaşlanma sürecini hızlandırabilir ve erken yaşlanma belirtilerine neden olabilir. Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) ve Astım: Oksidatif stres, bu solunum yolu hastalıklarının gelişiminde ve şiddetlenmesinde rol oynayabilir. Oksidatif stresle ilişkili hastalıkların geniş bir yelpazeyi kapsadığını görüyoruz. Bu nedenle, oksidatif stresi önleyici ve antioksidan kapasiteyi artıran yaşam tarzı değişiklikleri genellikle sağlıklı yaşamın önemli bir parçası olarak kabul edilir. Bunun için, dengeli ve besleyici bir diyet, düzenli egzersiz, yeterli uyku, sigara ve aşırı alkol tüketiminden kaçınma ve takviye olarak günlük rutin antioksidan kullanımı hayati önem taşır.

Oksidatif stresi engellemek için dengeli beslenme, yaşam tarzı değişiklikleri ve antioksidan takviyeleri ile vücudunuzu koruyun; modern yaşamın getirdiği tehditlere karşı hazırlıklı olun! Oksidatif stresi önlemek için çeşitli stratejiler bulunmaktadır. Ancak, çoğu insanın diyetinde yeterli miktarda antioksidan bulunmayabilir. Bu durumda, antioksidanlar açısından zengin bir diyet uygulamanın yanı sıra, antioksidan takviyeleri kullanmak da gerekmektedir. Dengeli ve Sağlıklı Beslenme: Antioksidanlar, birçok meyve ve sebzede doğal olarak bulunur. Bunlar arasında koyu yapraklı yeşil sebzeler (ıspanak, lahana), turuncu meyveler (portakal, mandalina), kırmızı meyveler (çilek, ahududu), yaban mersini, kiraz, üzüm ve kivi sayılabilir. Ayrıca, tam tahıllar, fındık, tohumlar ve yağlı balıklar da sağlıklı bir diyetin parçası olabilir. Antioksidan Takviyeleri: Bazı durumlarda, özellikle stresli yaşam koşulları, kronik hastalıklar veya yetersiz beslenme durumlarında, antioksidan takviyeleri kullanmak gerekmektedir. Modern yaşamın bizlere yüklediği yoğun oksidatif stresi sadece beslenme ve yaşam biçimi değişiklileri ile ortadan kaldırmak imkansızdır. Sigara ve Alkol Tüketiminden Kaçınma: Sigara ve aşırı alkol tüketimi, vücutta serbest radikallerin artmasına neden olabilir. Bu durum, oksidatif stresi tetikleyebilir. Düzenli Egzersiz: Fiziksel aktivite, vücudun antioksidan savunma sistemini güçlendirebilir. Ancak, aşırı egzersiz aynı zamanda serbest radikallerin oluşumunu da artırabilir, bu yüzden dengeli bir egzersiz programı önemlidir. Stres Yönetimi: Kronik stres, vücutta serbest radikallerin artmasına neden olabilir. Bu durum, oksidatif stresi tetikleyebilir. Stres yönetim tekniklerini öğrenmek ve uygulamak bu nedenle önemlidir. Yeterli Uyku: Yeterli ve kaliteli uyku, vücudun kendini onarma ve yenileme sürecine yardımcı olur. Uyku eksikliği, serbest radikallerin artmasına ve oksidatif stresin artmasına yol açabilir. Sonuç olarak, oksidatif stresi önleme stratejileri genellikle yaşam tarzı değişikliklerini içerir. Ancak, çoğu zaman, diyetle yeterli miktarda antioksidan alınamadığından, antioksidan takviyeleri kullanmak önemlidir. Her zaman olduğu gibi, sağlıkla ilgili her türlü değişiklik yapmadan önce bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir.

12 yaş üzeri için uluslararası literatürde uygun görülse de, şirketimizin doktorlarının önerisiyle 16 yaş altı çocuklarda kullanımını tavsiye etmiyoruz. Uluslararası literatürde 12 yaş üzerinde çocuklarda kullanımı uygun görülmekle beraber, doktorlardan oluşan şirketimizin genel politikası doğrultusunda 16 yaş altında kullanılmasını önermemekteyiz.

DROXID, sadece ürün değil, daha sağlıklı bir yaşamın taahhüdüdür. Şirketimiz kurucu doktorlarının çeyrek asrı aşan tıbbi tecrübe ve bilimsel titizlikleriyle doğmuş bir markadır. Tıp alanında çeyrek asrı aşan tecrübe, hastalıklar ve tedavileri üzerine yapılan binlerce araştırma sonucunda Boosting Clinic kurucu doktorları 2022 yılında DROXID markasını yarattı. ‘Sağlıklı beden için kişiye özel tedavilerde kaliteli ve etkin gıda takviyesi’ ilkesi ile formüller geliştirerek, takviye gıda üretimine başlayarak toplum sağlığını korumayı amaçladılar. Formüllerimizin tamamı, yüzlerce saatlik bilimsel literatür taramaları, kişisel klinik tecrübelerimiz ve insan vücudu için gerekli olan en güçlü takviyeleri bir araya getirme çabasıyla geliştirilmiştir. DROXID markalı takviyeler, bu asil niyetin bir ürünü olarak, GMP ve FDA standartlarına uygun olarak gururla Türkiye'de üretilmektedir. Tüm ürünler, Almanya ve İsviçre'den ithal edilen en kaliteli bileşenler kullanılarak üretilmiştir. DROXID sadece bir marka değil, sağlık ve refaha verilen bir taahhüttür. Sağlıklı bir bedenin, sağlıklı bir zihni ve dolayısıyla daha sağlıklı bir yaşamı mümkün kıldığının bilincindeyiz. Bu yüzden kendimizi hayat kalitesini üstün gıda takviyeleri aracılığıyla artırmaya adadık. Ürünlerimizin, vücutlarımızın optimal şekilde işlev görmesi, hastalıkları savuşturması ve genel sağlığı teşvik etmek için gerekli desteği sunduğundan eminiz. DROXID'deki misyonumuz ürünlerimizin çok ötesidedir. Müşterilerimize dengeli bir yaşamın önemini ve bu dengeyi sağlamada takviyelerin rolünü anlatmayı hedefliyoruz. Bilgilendirici kaynaklar ve kişiselleştirilmiş müşteri hizmetleri aracılığıyla, bireylerin sağlık ve refahları hakkında bilinçli kararlar vermesine yardımcı olmayı amaçlıyoruz. Bireylerin, daha sağlıklı bir yaşam sürdürmek için ihtiyaç duydukları araçlarla donatılarak kendi sağlıklarını yönetmesi gerektiğine inanıyoruz. Müşterilerimizin gelişen ihtiyaçlarına ve en son bilimsel araştırmalara dayanarak ürün yelpazemizi sürekli genişletiyoruz. İlaç biliminin nabzını tutarak, ürünlerimizin her zaman gıda takviyelerinin en son teknolojisini temsil ettiğinden emin oluyoruz. DROXID'de, bilimsel titizliğe, kaliteye ve güvenliğe sarsılmaz bir bağ ile bağlanarak, sektörde yeni standartlar belirlemeyi hedefliyoruz. DROXID'in yolculuğu, yenilik, adanmışlık ve sağlığa bağlılık yolculuğudur. Bu değerleri işimizin her yönünde, ürün geliştirmeden müşteri hizmetlerine kadar sürdürmeye çalışıyoruz. Amacımız, müşterilerimize etkili, güvenli ve en yüksek kalitede ürünler sunarak hayatlarında somut bir fark yaratmaktır. Sizi, daha iyi bir sağlık ve daha iyi bir yaşam yolculuğunda bize katılmaya davet ediyoruz.

Kolajen, vücutta bulunan en bol protein türüdür Kolajen, vücutta bulunan en bol protein türüdür ve özellikle deri, kemik, tendon, bağ ve diğer bağ dokularında yaygın olarak bulunur. Cildin esnekliğini, dayanıklılığını sağlar ve vücut dokularının yapısını korumada önemli bir rol oynar. Yaşlandıkça vücuttaki kolajen üretimi azalır, bu da ciltte kırışıklık ve sarkmalar gibi yaşlanma belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olur. Bu yüzden kolajen üretimini destekleyen ürünler, cilt sağlığını ve genç görünümü korumak için kullanılır.

Kolajen, büyük bir molekül olduğundan dolayı, sindirim sistemi tarafından doğrudan emilimi olmaz. Kolajen, büyük bir molekül olduğundan dolayı, sindirim sistemi tarafından doğrudan emilimi olmaz. Sindirim sırasında, kolajen proteinleri daha küçük amino asit zincirlerine parçalanır. Bu nedenle, kolajenin barsaktan direkt olarak emilimi genellikle mümkün olmaz. Vücudun kendi kolajen üretimini desteklemek için gerekli olan amino asitlerin ve diğer besin öğelerinin alımı, kolajen takviyesinden daha etkili bir yaklaşım olabilir. Bu, vücudun kolajen sentezini doğal yollarla artırmasına yardımcı olur.

Dışarıdan alınan kolajen, sindirim sistemi tarafından parçalanabilir ve vücut tarafından etkin şekilde kullanılmayabilir. Kolajeni doğrudan kullanmak yerine vücudun kendi kolajen üretimini desteklemek, daha doğal ve etkili bir yaklaşımdır. Kolajeni doğrudan kullanmak yerine vücudun kendi kolajen üretimini desteklemek, daha doğal ve etkili bir yaklaşımdır. Kolajen takviyeleri genellikle sığır, domuz, tavuk ve deniz hayvanları gibi çeşitli hayvan kaynaklarından elde edilir. Bunun yerine vücudunuza ‘insan kolajeni’ ürettirmek daha sağlıklı ve etkin bir yoldur. Dışarıdan alınan kolajen, sindirim sistemi tarafından parçalanabilir ve vücut tarafından etkin şekilde kullanılmayabilir. Oysa Droxid-REG, vücudun kendi kolajenini üretmesi için gerekli temel bileşenleri sağlayarak, daha doğal bir süreçte kolajen sentezini teşvik eder. Bu, cildin ve diğer dokuların kendi kendini yenilemesini daha etkin ve doğal bir şekilde gerçekleştirmesine olanak tanır.

Droxid-REG’in yenilikçi formülü, kolajenin temel yapı taşları olan Glycine, L-proline ve L-arginin gibi amino asitleri barındırır. Ayrıca, kolajen sentezini doğrudan teşvik eden L-askorbik asit (C vitamini) ile birlikte, Bakır ve Çinko gibi mineral desteği sağlar. Böylelikle, vücudun kendi kolajenini daha etkin ve verimli bir şekilde üretmesini sağlar. Droxid-REG, kolajenin yapısını oluşturan ve üretimini en fazla arttıran 'Glycine', 'L-proline', 'L-arginin' ve 'L-askorbik asit', 'Bakır' ve 'Çinko' gibi güçlü bileşenlerin etkileyici bir birleşimidir. Bu esansiyel amino asitler, vitaminler ve mineraller, vücudun kendi kolajenini daha verimli bir şekilde üretmesi için gerekli yapı taşlarını sağlar. Droxid-REG, özellikle cilt sağlığı, yara iyileşmesi ve hücre yenilenmesi konularında vücudu destekleyen eşsiz bir formüle sahiptir. Askorbik asid ile 'Bakır' ve 'Çinko' molekülleri, kolajen sentezi için olmazsa olmazdır, hücrelerin korunması ve onarımı süreçlerinde kritik rol oynar, böylece vücudunuzun yaşamın getirdiği streslere karşı dayanıklılığını artırır. Droxid-REG’in yenilikçi formülü, kolajenin temel yapı taşları olan Glycine, L-proline ve L-arginin gibi amino asitleri barındırır. Bu amino asitler, vücudun kendi kolajenini daha etkin ve verimli bir şekilde üretmesini sağlar, dolayısıyla doğrudan kolajen takviyelerine bir alternatif sunar. Ayrıca, kolajen sentezini doğrudan teşvik eden L-askorbik asit (C vitamini) ile birlikte, Bakır ve Çinko gibi mineral desteği, bu süreci daha da güçlendirir. Bu eser elementler, kolajen ve elastin üretiminde kritik enzimlerin aktivatörü olarak görev yapar ve böylece Droxid-REG, cilt sağlığını, yara iyileşmesini ve hücresel rejenerasyonu en üst düzeye çıkaran güçlü bir rejeneratif takviye olarak öne çıkar

Alfa Lipoik Asit, vücudun enerji üretiminden cilt sağlığına, beyin fonksiyonlarından diyabet kontrolüne kadar geniş bir yelpazede faydalar sunan doğal bir süper antioksidandır; optimal sağlık için bu kapsamlı destekten yararlanın! Alfa Lipoik Asit (ALA), vücutta doğal olarak üretilen bir bileşiktir ve çok güçlü bir antioksidan görevi görür. Hücrelerin enerji üretme sürecinde kritik bir rol oynar ve ayrıca vücuttaki diğer antioksidanları (C ve E vitaminleri gibi) yeniden etkinleştirir. Alfa Lipoik Asit'in çeşitli sağlık yararları olabilir ve bazı durumlarda takviye olarak kullanılabilir: Nöropatik ağrı tedavisi: ALA, özellikle diyabetik nöropati olmak üzere, bazı nöropatik ağrı formlarının tedavisinde etkili olabilir. Diyabetli hastalar genellikle yüksek kan şekeri seviyelerinden dolayı sinir hasarı yaşarlar ve bu da ağrı, karıncalanma ve uyuşmaya yol açabilir. ALA'nın antioksidan özellikleri, bu sinir hasarını hafifletebilir. Kan Şekeri Kontrolü: Bazı araştırmalar, ALA'nın kan şekerini düşürmeye yardımcı olabileceğini göstermiştir. Bu nedenle, diyabeti olan veya diyabet riski taşıyan kişiler için yararlı olabilir. İnflamasyonun Azaltılması ve Oksidatif Stresin Önlenmesi: ALA, serbest radikallere karşı güçlü bir savunma sağlar ve bu da inflamasyonu azaltır ve oksidatif stresi önler. Bu özellikler, ALA'nın kalp hastalığı, karaciğer hastalıkları ve Alzheimer hastalığı gibi çeşitli durumların önlenmesinde ve tedavisinde yardımcı olabilir. Cilt Sağlığı: ALA, cilt yaşlanmasına karşı koruma sağlayabilir. Serbest radikaller, cildin erken yaşlanmasına katkıda bulunan bir faktördür ve ALA'nın antioksidan etkisi, bu süreci yavaşlatabilir. Neden ALA Kullanmalısınız? • Güçlü bir antioksidandır. • Diğer antioksidanların etkisini ve yenilenmesini artırır. • Kan şekerini düzenler. • Diyabetin sinir sistemi, gözler, karaciğer ve diğer organlar üzerindeki zararlı etkilerini engeller. • Beyin fonksiyonlarını güçlendirir. • Hafızayı hızlandırır. • Alzheimer ve Parkinson gibi sinir sistemi hastalıklarının gelişmesini önler ve ilerlemelerini engeller. • İnme riskini azaltır. • Karaciğeri korur ve yeniler. • Cildi yeniler. • Obezite ve metabolik sendromu azaltır. Sonuç olarak, 600 mg Alfa-Lipoik Asit, vücut için geniş bir yelpazede faydaları kapsayan kapsamlı bir sağlık takviyesidir. Bilişsel sağlıktan diyabet yönetimine, antioksidan desteğinden karaciğer korumasına kadar, optimal sağlığı sürdürmek için her şeyi bir arada sunan bir çözümdür.

L-Sistein, GLUTATYON üretiminde önemli rol oynayan güçlü bir aminoasittir. Vücudunuzun hücrelerini korur, detoksifiye eder, gençleştirir ve genel sağlığınızı destekler. L-Sistein, vücudun protein yapısında önemli bir rol oynayan bir amino asittir. Özellikle, L-sistein, antioksidan glutatyonun üretiminde önemli bir rol oynar. Glutatyon, vücudun hücrelerini zararlı serbest radikallerden, enfeksiyonlardan ve toksinlerden korur. L-sistein, ayrıca taurin amino asidinin, koenzim A'nın ve birçok proteinin yapısında yer alır. L-Sistein'in çeşitli sağlık yararları olabilir ve bazı durumlardaki takviye kullanımı aşağıdaki nedenlerden dolayı düşünülebilir: Antioksidan Etki: L-Sistein, güçlü bir antioksidan olan glutatyonun yapısında yer alır. Glutatyon, vücudu serbest radikallerin zararlarından korur, bu da hücre hasarını önler ve hastalıkların riskini azaltabilir. Solunum Sağlığı: L-Sistein, solunum yollarını temizlemeye yardımcı olur. Mukolitik bir etkisi vardır, yani balgamı inceltir ve öksürüğün temizlenmesine yardımcı olur. Bu nedenle, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi solunum hastalıklarının yönetiminde kullanılabilir. Detoksifikasyon: L-Sistein, vücutta bir detoksifikasyon ajanı olarak işlev görür. Bu, karaciğer sağlığını destekler ve vücuttaki zararlı maddelerin atılmasına yardımcı olur. Bağışıklık Sistemi Destekleyici: L-Sistein, bağışıklık sistemini güçlendirebilir ve vücudu hastalıklara karşı daha dirençli hale getirebilir. Cilt, Tırnak ve Saç Sağlığı: L-Sistein, keratin adı verilen bir proteinin yapımında önemlidir ki bu protein de cilt, saç ve tırnakların yapısını oluşturur. Neden L-sistein kullanmalıyım? • Güçlü bir antioksidandır. • Vücudu detoksifiye eder. • Oksidatif stres nedeniyle oluşan kanser, diyabet ve kalp hastalığı gibi hastalıklardan korur. • Beyin fonksiyonlarını ve hafızayı geliştirir. • Alzheimer hastalığını önler. • Kan şekeri seviyesini düzenler. • Kısırlığı azaltır. • Sindirim sistemini korur. • Solunum hastalıkları ve KOAH belirtilerini hafifletir. 300 mg'lık L-sistein takviyesi, genel sağlığınızı ve refahınızı destekleyen tüm bu faydaları bir adet kolay alınabilir hapta birleştirir. Onu günlük düzeninize dahil edin ve farkı kendiniz görün.

Tokoferol (Vitamin E), vücudunuzun hücrelerini koruyarak, kalp, beyin ve cilt sağlığınızı destekleyen doğanın sunduğu güçlü bir koruyucudur; bu yaşam vitaminiyle gençlik ve enerjinizi koruyun! Tokoferol, genellikle Vitamin E olarak da bilinen, bir grup yağda çözünen vitaminin adıdır. Bu vitaminler, güçlü antioksidan özelliklere sahip olup vücudu serbest radikallerin zararlarından korur. Serbest radikaller, hücrelere zarar veren ve yaşlanma ile birçok hastalığın gelişimine katkıda bulunan moleküllerdir. Tokoferolün (Vitamin E) çeşitli sağlık yararları olabilir ve bazı durumlardaki takviye kullanımı aşağıdaki nedenlerden dolayı düşünülebilir: Antioksidan Etki: Vitamin E, vücudu serbest radikallerin zararlarından korur. Bu, oksidatif strese bağlı hücre hasarını önler ve hastalıkların riskini azaltabilir. Kalp Sağlığı: Bazı araştırmalar, Vitamin E'nin kalp hastalığı riskini azaltabileceğini göstermiştir. Bu, kan pıhtılaşmasını azaltarak ve LDL kolesterolün oksidasyonunu önleyerek gerçekleşir. Göz Sağlığı: Vitamin E, katarakt ve yaşa bağlı makula dejenerasyonu (AMD) gibi bazı göz hastalıklarının riskini azaltabilir. Beyin Sağlığı: Vitamin E, Alzheimer hastalığı dahil olmak üzere bazı beyinle ilgili hastalıkların riskini azaltabilir. Cilt Sağlığı: Vitamin E, cildi koruyarak ve iyileştirerek cilt sağlığını destekler. Bu, UV ışınlarına karşı koruma sağlar ve cildin yaşlanmasını yavaşlatır. Neden Vitamin E takviyesi almalıyım? • Güçlü bir antioksidandır. • Kalp ve damar hastalıklarına karşı koruma sağlar. • Beyin sağlığı için esastır ve Alzheimer hastalığı ve bunama riskini azaltabilir. • Yaşlanma geciktirici (Anti-aging) etkileri vardır. • Kanser oluşumunu önler. • Kilo almayı önler ve obezite riskini azaltır.

Koenzim Q10, vücudun yakıtıdır; kalpten beyne, enerjiden gençliğe kadar vücudunuzun her köşesini destekleyen bu hayati bileşiği takviye ederek daha canlı, enerjik ve sağlıklı bir yaşam sürdürün! Koenzim Q10 (CoQ10), vücudun hücrelerinde doğal olarak bulunan bir bileşiktir ve birçok önemli işlevi vardır. CoQ10, enerji üretiminde önemli bir role sahip olan hücrelerin mitokondriyal bölgesinde en yüksek konsantrasyonlarda bulunur. Ayrıca güçlü bir antioksidan olup vücudu serbest radikallerin zararlarından korur. CoQ10'un çeşitli sağlık yararları olabilir ve bazı durumlardaki takviye kullanımı aşağıdaki nedenlerden dolayı düşünülebilir: Kalp Sağlığı: CoQ10, kalp hastalığı olan veya riski olan kişiler için faydalı olabilir. Araştırmalar, CoQ10'un kalp yetmezliği semptomlarını hafifletebileceğini ve kalp ameliyatı sonrası komplikasyon riskini azaltabileceğini göstermiştir. Enerji Üretimi: CoQ10, hücrelerin enerji üretme sürecinde kritik bir rol oynar. Bu nedenle, genel enerji seviyelerini artırmak ve yorgunluk hissini azaltmak için kullanılabilir. Antioksidan Etki: CoQ10, güçlü bir antioksidan olup vücudu serbest radikallerin zararlarından korur. Bu, oksidatif strese bağlı hücre hasarını önler ve hastalıkların riskini azaltabilir. Bağışıklık Sistemi Destekleyici: CoQ10, bağışıklık sistemini güçlendirebilir ve vücudu hastalıklara karşı daha dirençli hale getirebilir. Migren Önleme: Bazı araştırmalar, CoQ10'un migren ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltmada etkili olabileceğini göstermiştir. Neden CoQ10 kullanmalıyım? • CoQ10 güçlü bir antioksidandır. • Kalp yetmezliği ve hipertansiyon tedavisine yardımcı olur. • Sperm ve yumurta kalitesini iyileştirir. • Baş ağrılarını ve migren ataklarını azaltır. • Kan şekerini düzenler. • Kansere karşı koruma sağlar. • Beyin fonksiyonlarını, hafızayı ve dikkati geliştirir. • Alzheimer ve Parkinson hastalıklarının başlangıcını geciktirir.

Selenyum vücutta eser miktarda bulunan ve bu nedenle eksikliği tespit edilemeyen ancak çok önemli işlevlere sahip bir mineraldir. Selenyum, vücudun minik koruyucusudur. Selenyum, vücutta çok küçük miktarlarda bulunan ancak çok önemli işlevlere sahip bir mineraldir. Bu eser element, vücudun metabolik işlevlerini düzgün bir şekilde sürdürmek ve genel sağlık durumunu korumak için gereklidir. Selenyumun çeşitli sağlık yararları olabilir ve bazı durumlardaki takviye kullanımı aşağıdaki nedenlerden dolayı düşünülebilir: Antioksidan Etki: Selenyum, vücuttaki serbest radikalleri ve inflamasyonu azaltan güçlü bir antioksidan olan glutatyon peroksidaz adlı bir enzimin yapısına katkıda bulunur. Bu, oksidatif strese bağlı hücre hasarını önler ve hastalıkların riskini azaltabilir. Tiroid Sağlığı: Selenyum, tiroid bezinin düzgün çalışması için önemlidir. Tiroid bezinde, vücutta herhangi bir organın olduğundan daha fazla selenyum bulunur. Selenyum, tiroid hormonlarının üretiminde ve metabolizmasında önemli bir rol oynar. Bağışıklık Sistemi Destekleyici: Selenyum, vücudun bağışıklık yanıtını güçlendirir. Bu, vücudu viral enfeksiyonlara, inflamasyona ve otoimmün hastalıklara karşı daha dirençli hale getirir. Kalp Sağlığı: Selenyum, kalp hastalığı riskini azaltabilir. Antioksidan özellikleri, kolesterol oksidasyonunu önler ve damar sağlığını destekler. Neden Selenyum Kullanmalısınız? • Selenyum güçlü bir antioksidandır. • Selenyum kansere karşı koruma sağlar. • Anti-inflamatuar etkilere sahiptir. • Kardiyovasküler hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde yardımcı olur. • Kısırlık tedavisinde kullanılır. • Osteoporozu önler. • Selenyum bilişsel işlevleri artırır ve Alzheimer hastalığına karşı koruma sağlar. • Yara iyileşmesini hızlandırır.

Molibden, vücudunuzun enerji üretiminden detoksifikasyona kadar birçok kritik sürecini destekleyen hayati bir eser elementtir. Daha sağlıklı bir metabolizma ve temiz bir vücut için Molibden takviyesi! Molibden, vücudun çok küçük miktarlarda ihtiyaç duyduğu bir eser elementtir. Bu mineral, vücudun birçok biyolojik sürecini destekleyen çeşitli enzimlerin yapısında bulunur. Bunlar arasında amino asit metabolizması, DNA ve RNA'nın yapısının oluşturulması ve hücrelerin enerji üretme süreci bulunur. Molibden'in çeşitli sağlık yararları olabilir ve bazı durumlardaki takviye kullanımı aşağıdaki nedenlerden dolayı düşünülebilir: Enzim Aktivitesi: Molibden, bir dizi enzimin düzgün işlev görmesine yardımcı olur. Bu enzimler arasında sülfür metabolizmasını düzenleyen ve vücutta toksinlerin nötralizasyonuna yardımcı olan sülfür oksidaz, ksantin oksidaz ve aldehit oksidaz bulunur. Metabolik Sağlık: Molibden, vücudun protein ve karbonhidratları metabolize etmesine yardımcı olur. Detoksifikasyon: Molibden, vücudun ağır metalleri ve diğer toksinleri nötralize etmesine yardımcı olabilir.

Migreninizi tarihe karıştırın! DROXID - M, bilimsel olarak kanıtlanmış bileşenleriyle migren atağınızı azaltmaya destektir ve yaşam kalitenizi artırmada yol arkadaşınızdır. Migren, genellikle başın bir tarafında ağrı, ışığa ve sese duyarlılık, bulantı ve kusma ile karakterize edilen, nörolojik bir hastalıktır. Ağrı genellikle zonklayıcıdır ve hareketle kötüleşir. Bazı insanlar aura adı verilen bir dizi duyusal veya motor belirti yaşarlar, bu genellikle bir migren atağının başlamakta olduğunun bir işareti olabilir. Migrenin tedavisinde bazı takviye edici ürünler kullanılabilir. Ancak, bu takviyelerin kullanımı öncesi, bir sağlık profesyoneli ile görüşülmesi önemlidir. İşte migren tedavisinde kullanılabilecek bazı takviyeler: Magnezyum: Bazı çalışmalar, magnezyum eksikliğinin migren ağrılarının sıklığını ve şiddetini artırabileceğini göstermiştir. Magnezyum takviyesi kullanımı, migren semptomlarını hafifletir. Koenzim Q10 (CoQ10): CoQ10, migren ağrısının sıklığını, şiddetini ve süresini azaltmada yardımcı olabilecek bir antioksidandır. Bazı araştırmalar, CoQ10'un migren önlemede etkili olabileceğini göstermiştir. Riboflavin (Vitamin B2): Riboflavin, migren ağrısının sıklığını azaltmada yardımcı olur. 5-Hidroksitriptofan (5-HTP): 5-HTP, beyinde serotonin üretimine yardımcı olur, bu da ağrı ve rahatsızlık hislerini hafifletebilir. Migren ataklarının önlenmesi ve tedavisi çoklu maddeleri kapsaması gerekmektedir. Birçok farklı takviye, değişik mekanizmalardan migren tedavisinde fayda göstermektedir. Riboflavin (Vitamin B2) ve Co-enzim Q10 (CoQ10) sık migren atağı geçiren kişilerde etkin bulunmuştur. Özellikle riboflavin’in migren üzerine olan tedavi edici etkisi onlarca yıldır bilinmektedir, migren ataklarını engellediği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Yapılan klinik bir çalışmada, ayda en az 3 migren atağı geçiren hastalarda 600mg Mg, 400mg Riboflavin ve 150mg CoQ10 kombinasyonu plasebo ile kıyaslanmıştır. Bu kombinasyon migren atağı sıklığını ve şiddetini plaseboya oranla daha fazla azaltmıştır. DROXID markası olarak, tamamen bilimsel veriler doğrultusunda, klinik çalışmalarda defalarca etkinliği ispatlanmış, dört maddeyi, dünyada ilk defa bir araya getirerek migren hastaların ve kronik baş ağrısı çeken hastaların hizmetine sunmaktayız. Droxid – M; ‘Riboflavin (Vitamin B2), Co-enzyme Q10, Magnezyum Sitrat, 5-Hydroxytryptophan’ içeren gıda takviyesi yemeklerle beraber (günde iki tablet) alındığı takdirde migren ataklarınıza ve baş ağrılarınıza çözüm olacaktır. Tam etkisinin 8 haftadan sonra başlayacağını aklınızda tutun.

Droxid ürünleri, sizi ömür boyu desteklemek için tasarlandı. Her gün, ömür boyu güvenle yanınızda! Droxid AO ve Droxid LIFE vücudumuzun günlük ihtiyacı olan antioksidan ihtiyacını karşılamak için geliştirilmiş formüller olup uzun süre, hatta ömür boyu güvenle kullanabilirsiniz. Droxid M, ağrılı durumlarda sizlere yardımcı olması için geliştirilmiştir. Kronikleşmiş ağrı durumlarında etkisinin en erken 4 hafta içinde çıkacağını aklınızda tutun. En az 6 aylık bir dönemde kullanılması önerilmektedir. Droxid M ve Droxid AO'nun kombine kullanımı, kronik ağrı durumlarına karşı daha etkin bir tedavi sağlar. Bu ikilinin bir arada kullanılması, ağrı yönetiminde güçlü bir strateji oluşturur.

DROXID gıda takviyeleri Almanya ve İsviçre'den ithal edilen patentli hammaddeleri ile GMP ve FDA uluslararası sertifikasyon onaylarıyla üretilmiştir. Dünyada İLK ve TEK olan formülleriyle sağlığınıza katkı sağlar. DROXID markası tamamen uzman tıp doktorları tarafından kurulmuştur. Tıp alanında çeyrek asrı aşan tecrübe, hastalıklar ve tedavileri üzerine yapılan binlerce araştırma sonucunda DROXID markasını ortaya çıktı. DROXID kurucu doktorları, ‘sağlıklı beden için kişiye özel tedavilerde kaliteli ve etkin gıda takviyesi’ ilkesi ile formüller geliştirerek, takviye gıda üretimine başlayarak toplum sağlığını korumayı amaçladılar. Ortaya çıkan tüm ürünler tekil ve muadilsizdir. DROXID markalı takviyeler, bu asil niyetin bir ürünü olarak, GMP ve FDA standartlarına uygun olarak gururla Türkiye'de üretilmektedir. Tüm ürünler, Almanya ve İsviçre'den ithal edilen en kaliteli bileşenler kullanılarak üretilmiştir. DROXID'deki misyonumuz ürünlerimizin çok ötesidedir. Müşterilerimize dengeli bir yaşamın önemini ve bu dengeyi sağlamada takviyelerin rolünü anlatmayı hedefliyoruz. Bilgilendirici kaynaklar ve kişiselleştirilmiş müşteri hizmetleri aracılığıyla, bireylerin sağlık ve refahları hakkında bilinçli kararlar vermesine yardımcı olmayı amaçlıyoruz. Bireylerin, daha sağlıklı bir yaşam sürdürmek için ihtiyaç duydukları araçlarla donatılarak kendi sağlıklarını yönetmesi gerektiğine inanıyoruz. DROXID'in yolculuğu, yenilik, adanmışlık ve sağlığa bağlılık yolculuğudur. Bu değerleri işimizin her yönünde, ürün geliştirmeden müşteri hizmetlerine kadar sürdürmeye çalışıyoruz. Amacımız, müşterilerimize etkili, güvenli ve en yüksek kalitede ürünler sunarak hayatlarında somut bir fark yaratmaktır. Sizi, daha iyi bir sağlık ve daha iyi bir yaşam yolculuğunda bize katılmaya davet ediyoruz.

Droxid ürünleri, çoğu kullanıcı için yan etkisizdir ve olası hafif yan etkiler genellikle kendi kendine geçer. Droxid ürünlerini kullananların büyük çoğunluğu herhangi bir belirgin yan etki yaşamamaktadır. Olası yan etkiler genellikle hafif olup, kullanıcıları aşırı rahatsız etmez ve kendi kendilerine geçerler. Droxid AO genelde kullanıcılar tarafından iyi tolere edilir. En yaygın yan etkiler arasında bulantı, baş dönmesi ve karın ağrısı bulunabilir. Ancak, bu etkiler genellikle hafif olup tedavi süresince azalmaktadır. Yan etki yaşanması durumunda, hemen bir sağlık profesyoneli ile irtibata geçin. Droxid LIFE da genel olarak kullanıcılar tarafından iyi tolere edilir. Ancak, bazı kullanıcılarda son derece nadiren mide rahatsızlığı, baş ağrısı veya alerjik reaksiyonlar gibi yan etkiler görülebilir. Herhangi bir yan etki durumunda, ürünün kullanımını hemen durdurun ve sağlık hizmetleri sağlayıcınıza başvurun. Her ilaçta olduğu gibi, Droxid M de çok nadiren yan etkilere neden olabilir. Bu etkiler bulantı, ishal, uykusuzluk gibi durumları içerebilir. Genellikle bu yan etkiler hafif olup, kendi kendilerine geçerler. Droxid M, içerdiği yüksek doz B2 vitamini nedeniyle idrar renginizi koyu sarıya çevirebilir. Ancak, yan etkiler şiddetli hale gelir veya devam ederse, derhal tıbbi yardım almanız önerilir.

Ürünlerimizi anlaşmalı eczanelerden ve www.droxid.com.tr internet sitemiz üzerinden güvenli bir şekilde satın alabilirsiniz.

Droxid ürünleri, güne enerjik başlamanız için sabah rutininizin ayrılmaz bir parçasıdır! Aç karnına Droxid AO, kahvaltınızla birlikte Droxid LIFE ve Droxid M'yi bir bardak suyla alarak, gününüze sağlıklı bir başlangıç yapın. Droxid AO: Sabahları bir adet, aç karnına ve bir bardak su (200 ml) ile birlikte alınmalıdır. Droxid LIFE: Sabahları bir adet, kahvaltıyla birlikte ve bir bardak su (200 ml) ile birlikte alınmalıdır. Droxid M: Sabahları iki adet, kahvaltıyla birlikte ve bir bardak su (200 ml) ile birlikte alınmalıdır. Droxid M, içerdiği yüksek doz B2 vitamini nedeniyle idrar renginizi koyu sarıya çevirebilir.

Beyin sisi, zihin bulanıklığınızın adıdır. Oksidatif stresle savaşarak berrak bir zihin için yüksek doz antioksidanlarla donanın! "Beyin sisi" terimi, genellikle odaklanma, hafıza ve zihinsel berraklıkta sorunlarla ilişkilendirilir. Belirtiler genellikle odaklanma zorluğu, zihinsel yorgunluk, unutkanlık ve zihinsel işlevlerde genel bir azalmayı içerir. Oksidatif stres, serbest radikallerin ve antioksidanların dengesizliği durumunda meydana gelir ve hücre hasarına yol açabilir. Beyin, yüksek metabolik aktivitesi ve nispeten düşük antioksidan savunma kapasitesi nedeniyle oksidatif strese özellikle duyarlıdır. Oksidatif stresin neden olduğu hücre hasarı, bilişsel fonksiyonların bozulmasına ve bir dizi nörolojik bozukluğa neden olabilir. Araştırmalar, oksidatif stresin Alzheimer hastalığı, Parkinson hastalığı ve diğer nörodejeneratif hastalıkların gelişiminde rol oynayabileceğini göstermektedir. Oksidatif stres, beyin sisinin en önemli nedenlerinden biri sayılır. Bu nedenle beyin sisi ile olan mücadelenizde yüksek doz antioksidan kullanılması birinci sırada öncelik taşır.

Evet, eğer tabletleri yutmakta zorluk çekiyorsanız, tabletleri kırarak veya bir havan yardımıyla toz hale getirerek kullanabilirsiniz

DROXID, uluslararası GMP ve FDA standartlarında, Avrupa'nın en kaliteli bileşenleriyle Türkiye'de gururla üretilir! DROXID markalı takviyeler, GMP (Good Manufacturing Practices; Türkçe anlamı ile İyi Üretim Uygulamaları) ve FDA (Food and Drug Administration; Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Dairesi) standartlarına uygun olarak gururla Türkiye'de üretilmektedir. Tüm ürünler, Almanya ve İsviçre'den ithal edilen en kaliteli bileşenler kullanılarak üretilmiştir.

IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.